Üniversite için kaç defter lazım ?

Yildiz

New member
Üniversite İçin Kaç Defter Lazım? Bir Başlangıcın Hikâyesi

Merhaba Forumdaşlar,

Bugün size hayatımın en unutulmaz anılarından birini anlatacağım. O an, üniversiteye başlayacakken, birkaç defter almak için gittiğim kırtasiyede yaşadım. Her şey, birkaç defterin ötesindeydi aslında. O an, hayatımın çok özel bir dönemine adım atıyordum. Bunu her birimiz yaşadık, değil mi? Üniversiteye başlamadan önce hayallere dalmak, neler yapacağınızı, hangi dergileri okuyacağınızı, hangi projelere imza atacağınızı düşünmek. Ama her şeyin temeli bir soru vardı: "Üniversite için kaç defter lazım?"

Hadi gelin, bu basit gibi görünen soruyu biraz daha derinlemesine irdeleyelim ve üniversiteye dair anılarımızı paylaşarak, hep birlikte bir yolculuğa çıkalım.

Erkekler ve Üniversite: Çözüm Odaklılık ve Planlama

Ali, üniversiteye başlamak için her şeyini hazırlamıştı. Ailesi ona her türlü desteği vermişti, ama içinde bir eksiklik vardı: Defterler! Ali'nin kafasında şu soru sürekli dönüyordu: “Kaç defter alırsam, bütün dersleri rahatça takip edebilirim?”

Erkeklerin genellikle çözüm odaklı yaklaşımını hatırlayalım. Ali, bir sorunu çözmek için her şeyin ölçüsünü ve boyutunu kafasında çizmişti. “Bir tane matematik, bir tane kimya, bir tane edebiyat defteri yeter!” diyordu. Birer defter alıp, her derse bir defter ayırarak tüm derslerin sorunsuzca geçileceğini düşünüyordu. Hedefe odaklanmış, üniversiteyi kazanmış olmanın verdiği güvenle, her şeyin “mantıklı” olması gerektiğini düşünüyordu.

Defter sayısını minimumda tutma amacındaydı. Çünkü erkekler için genellikle önemli olan, pratiklikti. Ne kadar fazla defter alırsam o kadar fazla yer kaplar, fazla şey taşımam gerekirdi diye düşünüyordu. O yüzden fazlalıklardan kaçınıyor, her şeyin düzenli ve işlevsel olmasını istiyordu. Ancak Ayşe, bu soruya farklı bir açıdan yaklaşıyordu.

Kadınlar ve Üniversite: Duygusal Yaklaşım ve İlişkiler Kurma

Ayşe ise, defterlere bakarken başka bir dünyadaydı. Defterler onun için yalnızca ders takip etme aracından çok daha fazlasıydı. Defterler, belki de kendi dünyasını kuracağı, ders dışında da notlar alacağı, renkli kalemler kullanarak içindeki duyguları yazacağı bir alan yaratıyordu. Ayşe, defterlere yalnızca ders notlarını yazmak için ihtiyaç duymuyordu. Aynı zamanda, üniversiteyi bir yandan da keşfetmeye, insanlarla tanışmaya, yeni fikirler üretmeye, kendi iç yolculuğunu yapmaya başlamak üzereydi.

“Bir defter sadece matematik için olmaz,” dedi Ayşe, “Her şeyin bir yeri var. Benim defterlerim arkadaşlarım olacak, onları birer dost gibi kullanacağım.” Defterlere sadece ders notlarını değil, hayallerini, yeni tanıştığı insanlardan aldığı ilhamları, duygusal anlarını da yazacaktı.

Kadınların bu empatik yaklaşımı, defterlere farklı bir anlam katıyordu. Ayşe, her defteri birer ilişki gibi görüyor, her birini bir anlam yükleyerek onları kullanıyordu. "Birini çizim için alırım, diğerini edebiyat için, birini de tarih için" diyerek, kendi hayatına dair dokunuşları her deftere atıyordu. Ali’nin mantıklı, pratik yaklaşımına karşın, Ayşe için defterler, çok daha renkli, çok daha derin anlamlar taşıyordu.

Defter Sayısı: Kaç Defter Gerçekten Yeterli?

Sonunda kırtasiyeye gittiler. Ali, sevinçle dolu bir şekilde, gereksiz yere fazla defter almanın bir anlamı olmadığını söyledi. Ayşe ise, her defteri dikkatlice inceledi ve “Bir tane de şunlardan alalım, belki ihtiyacım olur” diyerek alışverişi farklı bir yöne sürükledi. Ali, Ayşe'nin renkli kalemler ve özel defterlere olan ilgisini görünce, biraz da şaşırdı ama içinde bir yere kadar onun haklı olduğunu da fark etti.

Ali’nin hedefi defter sayısını mümkün olduğunca az tutmaktı. Ancak Ayşe, defterleri birer araç olarak görmenin ötesinde, her birini kendi küçük dünyası için birer “kapı” olarak değerlendiriyordu. Sonuçta, her ikisi de defterleri alma noktasına geldiler. Ayşe birkaç renkli defter alırken, Ali daha sade, işlevsel defterlerden aldı.

Sonuç olarak, her biri farklı bir yaklaşımla kendi yolculuklarına başlamak için gerekli defterleri aldı. Ayşe için defterler yalnızca birer ders takip aracından çok daha fazlasıydı. O, bu defterlerde kendisini bulmayı, duygularını yazmayı, üniversite hayatının zorluklarına karşı içsel bir güç yaratmayı istiyordu. Ali içinse defterler, birer görevdi; her biri sadece bir işin yapılması içindi, fazlasına gerek yoktu.

Sonuçta, Herkes İçin Farklı Bir Yolculuk

Ali ve Ayşe, o gün birkaç defter alarak kırtasiyeden ayrıldılar. Ayşe elindeki renkli defterlerle, Ali ise sade, işlevsel defterlerle mutlu bir şekilde evlerine döndüler. Her bir defterin, hayatlarında farklı bir yere sahip olacağına dair bir inanç vardı. Ali için her şey mantıklı ve pratikti; Ayşe içinse her şey duygusal ve anlamlıydı.

Sonuçta, üniversiteye başlamak, her birimiz için farklı bir yolculuktu. Kimi defterlere duygularını yazacak, kimi ise sadece sınav notlarını. Kimisi için bu yolculuk bir keşif, kimisi içinse bir planlamaydı. Ancak bir şey kesindi: Bu yolculuk, her birimiz için eşsizdi.

Peki, sizce üniversite için kaç defter yeter? Hangi yaklaşımda daha çok kendinizi buluyorsunuz? Yorumlarınızı bekliyorum!