Fransa Türkiyede Nereyi Işgal Etti ?

Emre

New member
Fransa’nın Türkiye’deki İşgali ve Etkileri

Fransa’nın Türkiye topraklarında gerçekleştirdiği işgal, tarihsel bağlamda Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşüne ve özellikle Birinci Dünya Savaşı sonrasında yaşanan jeopolitik gelişmelere dayanır. Fransa, Osmanlı İmparatorluğu’nun zayıfladığı bu dönemde çeşitli bölgelere müdahale etmiş ve bu müdahaleler, özellikle Güneydoğu Anadolu bölgesindeki bazı şehirlerle sınırlı kalmıştır. Bu makalede, Fransa’nın Türkiye’de hangi bölgeleri işgal ettiği, bu işgallerin arka planı ve sonuçları üzerinde durulacaktır.

Fransa’nın Türkiye’deki İşgalinin Arka Planı

Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra, Osmanlı İmparatorluğu'nun toprakları üzerinde şekillenen yeni dünya düzeni, özellikle işgalci güçlerin egemenlikleriyle belirginleşmiştir. 1919-1923 yılları arasında Türkiye, Fransızlar ve diğer yabancı işgalcilerle mücadele etmiştir. Fransa, 1919'dan itibaren, özellikle güneydeki bazı bölgelerde etkinlik kurmaya başlamış, bu da birçok yerel halkın bağımsızlık mücadelesine sebep olmuştur.

Fransa, 1919’da Sevr Antlaşması çerçevesinde Osmanlı topraklarında egemenlik hakları elde etmeye çalışmış, ancak bu antlaşma Türkiye’nin direnişiyle geçerlilik kazanamamıştır. Fransa, o dönemde özellikle Suriye ve Lübnan'ı manda yönetimi altına alırken, aynı dönemde Türkiye'deki bazı bölgelerde de askeri işgale başlamıştır.

Fransa’nın Türkiye’deki İşgali: Hatay ve Çevresi

Fransa’nın Türkiye’deki en belirgin işgali, 1919-1921 yılları arasında Hatay il sınırları içerisinde yer alan bölgelerdir. Fransızlar, Birinci Dünya Savaşı’nın ardından Osmanlı İmparatorluğu’nun güneyindeki topraklar üzerinde siyasi egemenlik kurmak istemiştir. Hatay, 1921 yılına kadar Fransızların işgal ettiği bölge olarak dikkat çeker.

Fransa, 1918'de İskenderun Körfezi’ni ve çevresini, özellikle Fransız mandası altındaki Suriye’ye bağlama amacıyla işgal etmiştir. Hatay, tarihsel olarak Osmanlı İmparatorluğu'nun bir parçasıydı, ancak Fransızlar bu bölgeyi kendi mandaları altına almak istemiştir. Fransızlar, bu bölgede Suriye’deki Fransız nüfuzunu artırmak için yerel yönetimle anlaşmalar yapmış ve askeri bir varlık oluşturmuşlardır.

Hatay’ın Fransız işgali, özellikle bölgedeki Arap nüfusuyla birlikte Türkler arasında büyük bir huzursuzluğa yol açmıştır. Fransızların bu bölgedeki yönetimi, hem Türkler hem de Araplar arasında gerilim yaratmış, bölge halkı, yerel bağımsızlık hareketlerinin etkisi altında Fransız yönetimine karşı çeşitli isyanlar başlatmıştır.

Fransa’nın Güneydoğu Anadolu’daki Askeri Müdahalesi

Fransa, sadece Hatay’la sınırlı kalmamış, aynı zamanda Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde de etkili olmuştur. Fransızlar, özellikle 1920 yılında başlayan ve Fransız Mandası altındaki Suriye ile sınır olan bölgelerde askeri varlık göstermiştir. Adana, Mersin gibi şehirler Fransızlar tarafından işgal edilmiştir. Bu süreçte Fransızlar, bölgedeki Ermeni ve Fransız yanlısı toplulukları kullanarak, Türk nüfusunu kontrol altına almaya çalışmışlardır.

Fransa, bu dönemde, Ermeniler ve Araplar arasında yerel yönetim kurarak bölgedeki Türk nüfusunu dışlamaya çalışmış, ancak Türk direnişi karşısında başarılı olamamıştır. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün liderliğindeki Türk Kurtuluş Savaşı, Fransızların bu bölgedeki işgaline karşı büyük bir direniş oluşturmuş ve sonuçta Fransızlar 1921 yılında imzaladıkları Ankara Antlaşması ile Adana ve çevresindeki bazı topraklardan çekilmiştir.

Fransa’nın Hatay’daki Sonraki Rolü ve Hatay’ın Türkiye’ye Katılması

Hatay, Fransız işgali altında kaldığı yıllarda, bölgedeki demografik yapıyı değiştirmek için Fransızlar tarafından çeşitli nüfus yerleştirme politikaları uygulanmıştır. Ancak Fransızların bu topraklardaki yönetimleri, bölgedeki halkın tepkisiyle karşılaşmıştır. Türkler, bölgedeki Fransız yönetimine karşı başlattıkları siyasi ve askeri direnişle öne çıkmış, bu süreçte hem ulusal bağımsızlık hareketinin güçlenmesine hem de yerel düzeyde Fransızlara karşı büyük bir muhalefet oluşturulmasına katkı sağlamıştır.

1936 yılında Fransa, Hatay'daki Fransız yönetimini sona erdirerek, bölgeyi Suriye’ye bırakmayı kabul etti. Ancak Hatay’daki Türk nüfusunun ısrarla Türkiye’ye katılmak istemesi, bölgede Türk ve Fransızlar arasında yeniden gerilim yaratmıştır. 1938 yılında, Hatay’ın Türkiye’ye katılmasına zemin hazırlayan antlaşmalar imzalanmış ve 1939 yılında Hatay, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir parçası olarak kabul edilmiştir. Bu gelişme, Türkiye’nin toprak bütünlüğü açısından önemli bir zafer olarak kabul edilmiştir.

Fransa’nın Türkiye ile İlgili Politikaları ve Sonuçlar

Fransa’nın Türkiye’deki işgali, sadece askeri bir müdahale olmaktan çok, aynı zamanda Fransızların Orta Doğu’da daha geniş bir etki alanı yaratma amacını taşımaktadır. Fransa, Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşüyle birlikte, bölgede Ermeni ve Arap nüfusuna yönelik etkisini artırmaya çalışmış, bu süreçte birçok yerel halkla anlaşmalar yaparak Türkiye’nin egemenlik haklarını tehdit etmiştir.

Bununla birlikte, Fransa’nın Türkiye'deki işgali, Türk milletinin ulusal direnişini ateşlemiş ve Cumhuriyet’in kurulmasına giden yolda önemli bir dönemeç olmuştur. Fransız işgali, sadece bölgedeki askeri gücü değil, aynı zamanda Fransa’nın bölgedeki siyasi ve kültürel etki alanını da azaltmıştır.

Sonuç olarak, Fransa'nın Türkiye’deki işgali, hem Türk Kurtuluş Savaşı’nın zeminini hazırlamış hem de Fransa’nın Orta Doğu’daki egemenlik iddialarının sona ermesine neden olmuştur. Hatay'ın Türkiye’ye katılması, bu sürecin en belirgin sonucudur ve Fransızların Orta Doğu'daki stratejik hesaplarını önemli ölçüde etkileyen bir gelişme olmuştur.